İŞ ADAMLARINA TAVSİYELER | |
Mustafa PAMUKOĞLU | |
Atatürk'ün Tarım Politikası Işığında Tarımı Yeniden Canlandırmak | |
Mustafa KAYMAKÇI |
Bartu Soral: “Türk ekonomisi bıçak sırtında” |
Pazartesi, 24 Mart 2014 10:56 |
Ekonomist-yazar Bartu Soral: “Türk ekonomisi bıçak sırtında” Türk ekonomisinin bugünkü durumunu BM Kalkınma Programı Türkiye eski Müdürü, ekonomist-yazar Bartu Soral ile konuştuk. 2014’te Türkiye’nin düşük bir büyümeyle karşılaşacağını belirten ve büyümenin yüzde 3 civarında olmasına rağmen cari açığın hala GSMH’nın yüzde 8’i oranında olduğuna dikkat çeken Soral, bir yıl içinde ödenmesi gereken yaklaşık 240 milyar dolarlık geri ödemenin bulunduğunu, bu açılardan bakınca Türkiye’yi güzel günlerin beklemediğini söyledi. Türkiye’nin bugünkü ekonomik tablosunu nasıl görüyorsunuz? 2001’den sonra IMF’yle 30 milyar dolarlık anlaşma yapıldı. Türkiye’ye kaynak girişi oldu. 2001’deki krizden sonra dalgalı kur uygulamasına geçildi. Ve bunun sonucunda artık kurlar reel dengesinden koptu, yani olması gereken yerde olmadı. Halbuki bizim sabit kurdan vazgeçmemiz bu yüzdendi. Diyorduk ki sabit kur uygulanırken; devlet kuru belirliyor, kur piyasanın belirlediği yani olması gerektiği yerde oluşmuyor. Kurdaki bu dengesizlikler tı ve bugün yüzde 60’a geldi. Bugün itibariyle hane halkının ortalama beklediği gelirin yüzde 60’ı çoktan borca gitti. Şimdi geri kalan ihtiyaçları yüzde 40’lık pay karşılamıyor. Bu borçlanma yeni borçlanmaları getiriyor. TÜRKİYE ARTIK YÜKSEK BORÇLULUĞU SÜRDÜREMEZ DURUMDA Bu tablo içerisinde bir sürdürülebilirlik sağlayabildik mi? Türkiye 2007’de böyle bir doyma noktasına gelmişti fakat, dünyanın girdiği ekonomik krizden çıkış yolu olarak gördüğü finansal genişleme, yani piyasalara trilyon dolar miktarlarında para sürmesinden Türkiye de faydalandı. ABD, AB ve Japonya piyasaları canlandırabilmek için, kurtarma paketleriyle piyasalara para enjekte ettikçe bu paranın küçük de olsa bir kısmı Türkiye’ye geldi. Türkiye böylece borçlanıp, tüketimi sürdürebilirliği sağladı. Dünyanın girdiği ekonomik kriz Türkiye’ye fayda sağladı aslında. Türkiye’nin zaten paraya ihtiyacı vardı sürdürebilmesi için... Neden riskli durumdayız? Ve bunun üzerine ABD her ay piyasaya saldığı para musluğunu kısınca Türkiye’de panik havası doğdu. Buna siyasi riskler de eklenince vaziyet şu anda Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler içinde en riskli ülke yaptı. Türkiye şu anda gelişmekte olan ülkeler içinde krize girmeye aday en riskli ülke. Türkiye ekonomik olarak refaha ulaşmış bir ülke değil. Bıçak sırtında, kötü bir düzene sahip, kalkınmasını sağlayamamış, geri kalmış bir ekonomiye sahibiz. 2002’den beri sürdürülen bu sistem mutlaka bir yerde bir dengelenme yaşayacak. Bu 2001’de gördüğümüz bir şok ani bir krizle mi olacak, bir anda darma duman mı olunacak, yoksa yavaş yavaş bir durgunluğa mı gidecek. 2014’te Türkiye’nin düşük bir büyümeyle karşılaşacağı ortada. Büyümenin yüzde 3 civarında olmasına rağmen cari açık hala GSMH’nın yüzde 8’i oranında. Bir yıl içinde ödenmesi gereken yaklaşık 240 milyar dolarlık geri ödeme var. Bu açılardan bakınca Türkiye’yi pek güzel günler beklemiyor.
“TÜRK EKONOMİSİNİ KISA VADEDE SIKINTI BEKLİYOR” Türkiye battı mı peki? Hayır, hiçbir ülke görüyorsunuz batmıyor. Yunanistan da iflas etti ama etmedi. Şirket değil ki bu tasfiye desin. Burası ülke. Türkiye’yle Yunanistan’ı, Portekiz’i karşılaştırınca Türkiye’nin potansiyeli daha fazla. Ancak bizim insan gücü kalitemiz düşüyor. Eğitim sistemimiz her geçen gün bozuldu. Nitelikli eleman yetiştiremiyor. Bu Türkiye’nin önümüzdeki 20 yılını çok olumsuz etkileyecek bir konu. Öte yandan gelir dağılımındaki bozukluk insan yetişmesindeki bozukluğuna geldi. Nüfusumuzun yüzde 2-3’lük şanslı kesimi Amerika’nın, Avrupa’nın eğitimiyle, bilgisiyle donatılırken, geri kalan büyük bir kesimde ise bu durum tersine. 20 yıl sonra hangi rekabete, kiminle gireceğiz? Türkiye’yi, Türk ekonomisini kısa vadede sıkıntı bekliyor. Çıkış yolu nedir sizce? Çözüm çok zor. Türkiye’de artık sermayenin toplandığı el belli. İktidarın değişmesi gerekir. Tabi bunun karşısında ‘kurtarıcı’ diye Kemal Derviş geliyor maalesef.
Söyleşi: Şenol Çarık Fotoğraflar: Deniz Toprak USİAD Bildiren Dergisi 71. Sayında yayınlanan söyleşi Derginin 71. sayısını okumak için tıklayınız www.usiad.org.tr |