Anasayfa USİAD Bildiren Yeni Nesil Yatırımcının Gözdesi: Forex
Yeni Nesil Yatırımcının Gözdesi: Forex
Perşembe, 20 Şubat 2014 10:57

Son bir kaç yıldır çiftçisinden banka müdürüne kadar her ölçekteki tasarruf sahibini uzman yatırımcı yapan forex piyasasını sıkça duymaya başladık. Eskiden ana haber bültenlerinin sonunda yayınlanan döviz kurları sadece iş adamlarının ya da yastık altı yatırım yapan vatandaşın ilgisini çekerken şimdi her kesimin takip ettiği bir bölüm haline geldi.

Yurtdışında fazlasıyla popüler olsa da ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan forex piyasası, her kesime aynı oranda imkân veriyor. Yatırımcının uzun dönem beklemeden, gerek ihtiyaç anında gerek ise hedeflediği rakama ulaştığında kazancını alabildiği bu piyasa yatırımını istediği her an fiziken elde edebilme koşulunu içerisinde barındırıyor. Hele ki uzun dönem beklemekten hoşlanmayan, piyasanın ritmini canlı olarak hissetmek isteyen yatırımcı için birebir... Peki, cebinde 50 doları olan vatandaşla milyon dolarlık iş adamı aynı platformda eşit avantajlara sahip olabilirmi? Belki de forex için ihtiyacınız olan sadece doğru analiz ve hızlı parmaklardır...

FOREX NEDİR?

İngilizce Foreign Exchange kelimelerinden oluşan forex kelimesi, yabancı paraların birbiriyle değişimi anlamına gelmektedir. Dünyadaki en büyük ve en likit piyasadır. Forex piyasaları çoğunlukla döviz birimleri arasında bir değişim alanı olarak kullanılsa da, zamanla piyasa içerisindeki para birimlerinin sayısı artmış, değerli metaller, petrol ve değerli hisse senetlerinin işlem gördüğü endeksler de piyasada işlem görmeye başlamıştır.

Bu piyasada işlem yapan yatırımcılar ise; kurumsal yatırımcılar, kurumlar, merkezi ve ticari bankalar, Hedge(koruma) fonları ve bireysel yatırımcılardır.

30 SENELİK FOREX GEÇMİŞİ

Bugünkü adıyla forex piyasasının temeli 1973 yılında atılmış olsa da bir paranın diğer bir para birimine çevrilmesi çok eski çağlara dayanmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan önce dünyada en geçerli olan para birimi İngiliz pounduydu. Ancak savaş sonrası pound değer kaybedince 1929 krizi ile değerini yitirmiş olan Amerikan doları başrole geçti. Çünkü savaş sonrası Amerikan ekonomisi tekrar eski gücüne kavuşmuştu.

1944 yılında Amerikanın Bretton Woods bölgesinde yapılan anlaşma ile Uluslararası Para Fonu (IMF), merkezi kuruluş olarak kabul edildi. Bu anlaşma ile bir sabit kur sistemi olan altın döviz standardı oluşturuldu. ABD doları altına, diğer ülke para birimleri ise ABD dolarına bağlandı. Bu anlaşma ile 1 ons (31,10 gr) altın, 35 dolara eşitlenmiş oldu.

Ancak bu anlaşma ile dolara bağımlılığın artmış olması ve doların da git gide fiyatının artması diğer ülkelerin ekonomisinin negatif yönde etkilenmesine sebep oldu. Bu sebeple 1972 yılında Avrupa Topluluğu dolara olan bu bağımlılığı azaltma yönünde kararlar aldı. Böylelikle döviz kurlarının daha geniş aralıkta dalgalanmasına olanak verildi.

Bretton Woods sisteminin çöküşü ile birbirlerine karşı serbestçe dalgalanabilen bugünkü döviz kurları ortaya çıktı. Değişken kur sistemi ile paranın değeri arz ve talep ile belirlenmektedir. Arz ve talebin en şeffaf fiyatlandığı ve dünyanın en likit piyasası olan forex piyasasının doğuşu böylelikle gerçekleşti.

PİYASANIN İŞLEYİŞİ

Diğer bir adıyla Uluslararası Döviz Piyasası olan forex piyasası, derinliği çok büyük olduğu için bir ülke veya bir zümre tarafından fiyatların belirlenmesi olanaksızdır. Hisse senedi piyasasındaki gibi büyük oyuncuların alım satım hareketleri, piyasayı ve diğer yatırımcıları etkilememektedir. Bu sebepten ötürü, piyasada geçerli olan yöntem büyük yatırımcıların işlemlerini gözlemlemek değil; teknik ve temel analiz ile işlem yapmaktır. Nitekim teknik analiz ile yapılan yatırımların olumlu sonuçlar verip yatırımcısının yüzünü güldürdüğü gözlemlenmiştir.

Peki, bu piyasada fiyatların nasıl belirlendiği sorusuna gelecek olursak; forex piyasası uluslararası özellikte olduğu için para birimleri, bu piyasada işlem gören ülkeler tarafından açıklanan ekonomik verilerden fazlasıyla etkilenebilmektedir. Bu yüzden, forex yatırımcıları ekonomik takvimi takip etmekte ve doğru beklenti yönünde aldıkları pozisyonlarla volatilitenin yüksek olduğu veri saatlerinde ciddi kârlar elde edebilmektedir.

FOREXİN AVANTAJLARI

  • Forex piyasası haftanın 5 günü ve günün 24 saati açık olduğu için yatırımcıya bir zaman sınırlaması getirmemekle birlikte yatırımcısına esnek işlem yapabilme olanağı sağlar.
  • Dünyanın en büyük piyasası olduğu ve günlük işlem hacmi yaklaşık 5 trilyon dolar olduğu için likit bir piyasadır ve işlemler o an gerçekleşir.
  • İşlem yapan yatırımcıdan hizmet bedeli ve komisyon gibi kesintiler yapılmadığı için sermayede bir azalış olmadan işlem girilir.
  • Bu piyasada kaldıraç sistemi bulunduğu için yatırımcı, hesabındaki paranın Sermaye Piyasası Kurulu’nun izin verdiği oran olan 100 katına kadar işlem yapabilmektedir.
  • Yatırımcının bakiyesinin eksiye düşmesi söz konusu olmamakla birlikte, birikim yapayım derken borca girmeniz söz konusu değildir.
  • Fiyatlardaki yükselişten kazanç sağlandığı gibi düşüşten de kazanç elde etmek mümkündür.

NASIL İŞLEM YAPILIR?

Forex işlemlerine, yatırımcı ve aracı kurum arasında sözleşme imzalanması ile başlanır. Sözleşme sonunda yatırımcıya aracı kurum tarafından forex platformu sağlanır ve kullanım şifreleri temin edilir.

İşlemler, belirli iki yabancı para biriminin birbirine bölümüyle oluşan fiyatlarla yapılır. Bu iki ülke parasının birbirine oranına da parite denir.

Paritenin sol tarafındaki para birimine majör, sağ tarafındafında ki para birimine ise minör parite denir. Oranlama da majör pariteye göre yapılır. Örneğin; EUR/USD paritesinden alım yapılması, euronun dolar karşısında değer kazanacağını ifade eder. Yani euro alınmış, dolar satılmış olunur. Tam tersi durumda eğer bu paritede düşüş bekleniyorsa, satış yapılır ve bu da doların yükseleceği, euronun düşeceği beklentisini ifade eder.

Sonuç olarak; yatırım yapılacak olan paritenin yükseleceği bekleniyorsa ‘al’,düşeceği bekleniyorsa ‘sat’ işlemi yapılır. Alım pozisyonunu kapatmak için sat işlemi yapılması gerekmez. Çünkü alım ayrı, satım ayrı bir işlemdir. Bunların dışında yatırımcı işlemlerini çalıştığı aracı kurumun kendisine sağladığı platform üzerinden online olarak kendisi gerçekleştirir.

ARACI KURUM SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Öncelikle çalışılacak kurumun SPK lisanslı olmasına dikkat edilmelidir. Yurtdışında faaliyet gösteren kurumlar bu lisansa sahip olmadığı için istenildiğinde para çekilmesinde sorunlar çıkabildiği bilinmektedir. Ayrıca söz konusu kurumun kapanması halinde yatırılan para üzerinde herhangi bir koruma yoktur ve bu mağduriyeti yaşayan yatırımcılar da piyasada fazlasıyla bulunmaktadır. SPK lisansı sahibi aracı kurumlar aracılığıyla yatırımcılar adına devletin yatırım bankası olan Takasbank’ta yatırımcı adına hesap açılır ve yatırımlar devlet güvencesi altına alınır. Böylelikle yatırdığınız parayı geri alamama riskiniz ortadan kalkmış olur.

Piyasada yapılan işlemlerde, tıpkı döviz bürosundan bir döviz alındığında nasıl alım satım farkı ödeniyorsa, forex piyasasında da spread adı verilen alım satım farkı ödenir. Bu sebeple aracı kurumların spread oranlarının düşük olmasına dikkat edilmesi büyük işlemlerde de pozitif bir etki yaratır.

Eğer küçük bir yatırım düşünülüyorsa, hesap açma limiti olmayan ve mikro lot denilen küçük hacimlerde işlemlerin yapılabileceği platformu temin eden aracı kurumlar tercih edilmelidir.

Ayrıca 24 saat teknik destek hizmetinin sağlanıyor olması, online olarak işlem yapılan forex piyasası platformunda herhangi bir aksaklık olması halinde işlemlerin negatif yönde etkilenmesini önlemeye yardımcı olacaktır. Ayrıca platformun girdiğiniz emri, girdiğiniz fiyattan iletmesi ve hızlı olması; olası fırsatları kaçırmamak adına önemlidir.

 

Ekonomist Fatma Nur Gür

USİAD Bildiren Dergisi 70. Sayında yayınlanan makale

Derginin 70. sayısını okumak için tıklayınız

www.usiad.org.tr

 

USİAD Bildiren Dergisi

Reklam

Raporlar

Reklam

Kitaplar

Reklam