Anasayfa USİAD Bildiren 2B’den Beklenen Gerçekleşemiyor
2B’den Beklenen Gerçekleşemiyor
Cuma, 19 Nisan 2013 10:49

2B arazilerinin satışında iktidarın hesapları tutmuyor. Taşınmazlarda 400 metrelik kısımların güncel değerin (rayiç) %50’sinin indirime tabi tutulması, yani taşınmazların ödeyeceği rakamların hesaplanmasında uygulamaya konacak. 400 metre kareyi geçen kısımlar ise, rayiç değerin %70’i üzerinden hesaplanarak alınacak. Bütün bu hesaplamalar kurulacak bilirkişilerce yapılacak.

 

2B İLE ORMANLARI MAFYA VE TARİKAT YAĞMALAYACAK

2-B arazilerinin satışında, taşınmazların 400 metrekareye kadar olan kısmı, rayiç bedelin yüzde 50′si esas alınarak hesaplanacak olması, kırsal alandaki köylünün hiçbir şekilde işine yaramamaktadır. Zira bugüne kadar yapılan müracaatlar, kentlerdeki 2B arazilerinde yoğunluk gösterdiği süre uzatımlarının sürekli artırılmasından ve başvuracaklarla ilgili reklamların devamlı tekrarlanmasından belli oluyor.

TBMM Genel Kurulu’nda, Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’da değişiklik yapan teklif, kabul edilerek yasalaşmıştı. Böyle masum nedenler içine monte edilen bu yasa aslında yapı kooperatiflerini, sahil yağmasını betonlaştırılan kıyıları, yalıları, burjuvazinin orman talanına kılıf hazırlanması amacına yönelik çıkarılmıştır.

Yasaya göre, hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların bedeli, taşınmazın 400 metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde 50′si; fazlası için rayiç bedelin yüzde 70′i üzerinden hesaplanacak. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması halinde, yüzde 50 satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacak.

Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi halinde yüzde 50 satış bedelinin hesaplanması, taşınmazın sadece 400 metrekaresi için ve hak sahipleri hisseleri oranlanarak uygulanacak.

Daha önce başvuru bedeli yatırmadan yapılan başvurular ile bundan sonra yapılacak başvurular, başvuru bedeli alınmaksızın geçerli kabul edilecek. Önceki kanun da, 2-B arazisinin satış bedelinin tamamı rayiç bedelin yüzde 70′i üzerinden hesaplanıyordu.

KÖYLÜNÜN EN DEĞERLİ KURULUŞLARI YOK EDİLDİ

Aslında köylünün karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunlarına yardımına koşan; iskân, imar ve toprak tahlilleri ve zirai yardımlar ve kredi yardımlarında yanında yer alması, yine ağaçlandırmayı köylülerle yaparak yeni orman alanlarını köylülerle birlikte gerçekleştirmesi, özelleştirmelerin ormanlara ve kırsal alana kadar indiğinin göstergesi oluyor.

YSE Genel Müdürlüğü, Toprak İskân Genel Müdürlüğü, Toprak Su Genel Müdürlüğü, Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü ve ORKÖY’ün kapatılması, tarımda çalışanları göz ardı etmekten başka bir sonuç getirmemiş ve köylünün eli kolu olan bu kuruluşları ona hizmetten yoksun bırakmıştır.

ORKÖY Genel Müdürlüğü’nün kapatıldığını ancak buradaki hizmetlerin, şimdi tek elden, başarılı şekilde yürütüldüğünü söyleyen Bozdağ, 2010′da 53 milyon lira, 2011′de de 70 milyon lira desteğin bulunulduğunu bildirmesi, orman köylüsünün artık gözden çıkarıldığının kanıtıdır.

Rayiç bedellerin yüksekliğine ilişkin eleştiriler üzerine Bozdağ, ”Rayiç bedel tespiti, Devlet İhale Kanunu uyarınca belediye, ticaret ve sanayi odaları, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden oluşturulmak suretiyle taşınmazın imar durumu, belediye hizmetlerinden yararlanma durumu gibi özellikleri dikkate alınarak, illerde defterdarlık ve ilçelerde mal müdürlüklerince ve ilgili kanun uyarınca Maliye uzmanlarınca yapılıyor.

Rayiç bedelin tespiti ve buna ilişkin gerekli kontroller objektif kriterler uygulanarak yapılıyor. Türkiye’nin her yerinde rayiç bedelin olması mümkün değildir…” demek suretiyle, ormanların bir meta gibi pazarlandığının kanıtını ortaya koymuş oluyor.

KÖYLÜ HACİZ İPOTEK ALTINDA İNLİYOR

Bu işten kazançlı çıkanlar ormanları yağmalayan rant merkezleri, arazi mafyası ve tarikat ağaları olmaktadır. Veresiye defterine yazdırdığı köy kahvesindeki çay borcunu ödeyemeyecek duruma düşürülen köylü ve çiftçi, zaten tarım ve hayvancılıktan dışlanmış durumda.

Girdi fiyatları ve kredi borçları asırlardır ekip biçtiği topraklarından koparmış ve bankaların haciz, ipoteği altında kırsal alanın yangın yerine döndü ğünü üzülerek, kahrederek seyrediyor. İktidarın bütçe açıklarını kapatmak ve tıkanan sıcak para musluklarını açık tutabilmek için, ülke ormanlarını satılığa çıkarması demek olan 2-B, istenen hedeflerin tutturulamaması karşısında sürekli esnetiliyor. Ama yoksullaştırılmış ülke insanında para yok pul…

KÖYLÜYE ECRİMİSİL TUZAĞI

Fethiye’nin Dodurga köylüleri, ecrimisil (kira) borcu darbesiyle karşı karşıya kaldılar.
Arkeolojik sit alanı içerisinde olduğu gerekçe edilerek, atalarından beri kullandıkları, tarım yaptıkları arazileri için 100 liradan 10 bin liraya kadar ceza verildi. Sit alanının tarihi konumuna ve çevre özelliğine hiçbir zarar vermeden üretim yapan köylüler verilen cezalara çok büyük şaşkınlık duyarak isyan ettiler.

Fethiye’nin Dodurga köylüleri, Maliye’nin kendilerine gönderdiği ecrimisil borcuna karşı şok yaşamaktalar. Arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı iddia edilen köyde, atalarından kalma arazilerinde on yıllardır ikamet ettiklerini ve tarım yaptıklarını belirten köylüler, yıllar sonra arazileri içerisindeki birkaç zeytin ağacından, mezarlıktan ve hiç kullanılmayan eski yıkık evlerden dolayı ceza kesildiğini belirterek, bu cezaları ödeyecek durumlarının olmadığını, zaten borç içinde bankaların kıskacında yaşadıklarını açıklamalarına eklediler.

Köy meydanında toplanarak ellerin de borç ihbarnameleriyle, bu duruma isyan ederek protesto ettiler. Protestoya, ellerinde bastonlarıyla, köyün yaşlıları da katıldı. Ecrimisil borcu kapsamında 100 köylüye, 100 liradan 10 bin liraya ka dar ceza kesildiği anlaşıldı. Köylülerin böyle bir borcu ödeyecek gelirlerinin olmadığı, zaten 65 yaş maaşıyla geçindikleri belirlendi.

2B’DE DE ECRİMİSİL TEHLİKESİ PUSUDA BEKLİYOR

Böyle bir durumun ileriki günlerde 2B uygulaması yapılacak bütün köylerde yaşanacağı ortada. Zira Hazine tarafından bu köylerde henüz ecrimisil uygulamasına başlanmış değil. Tartışma 2B’nin hesaplanmasındaki rayiç değerlerin indirilip indirilmemesi üzerinde sürüyor. Oysa yıllardır kullanılan 2B arazileri için Hazine’ye ecrimisil bedeli hesabı da çıkarılacaktır.

Bu ödemeler de ayrıca tahsil edilecek. Bunlar üzerinden köylü haciz altında bırakılacaktır. Böyle bir durum henüz dikkatlerden kaçmış gibi görünüyor. Bunlar hesaplanmış ve hazır şekilde beklemekte ve hatta tebliğe çıkarılmış durumda olabilir. Köylüler böyle bir durumdan habersiz yakalanabilir.

2B’DE KÖYLÜLER İSTİSMAR EDİLMELERİNE SON VERDİ

Antalya’nın Aksu ilçesi 2B mağduru köylüler, 10 yıldır AKP’ye oy verdiklerini, ancak kendilerinin her defasında kandırılarak verilen sözlerin tutulmadığını belirterek, topluca partiden istifa ettiler. Kendi lerinin oy için istismar edilmelerine artık “dur!” dediklerini belirttiler. Parti üyeliklerine son vererek, yapılan haksızlıklara karşı artık hiç bir şekilde geri adım atmayacaklarını açıkladılar.

Bu istifaların arkasının geleceğini, bundan böyle İmralı sürecine, AKP’de kalarak alet olmayacaklarını ve açılımla ülkenin geldiği noktaya isyan ettiklerini belirtiyorlar. İktidarın ülke sorunlarının önüne İmralı’yı dayatmasıyla karartığını ve gündem değiştirdiğini çok iyi bildiklerini söyleyerek mücadelelerine halkla birlikte devam edeceklerini belirttiler. Köylünün ifadesi; “Bize dinimize, kitabımıza bağlıyız!” dediler, şeklindeki açıklamalarından çok net anlaşılmaktadır.

Artık oy rantı için kullanılmayacaklarını toplu istifaklarla gösterşyorlar. Kendilerini basının önünden kaçırarak, kapalı kapılar arkasına alıp, tekrar kandırmanın yollarını, rayiç değerin yarıya ineceğini belirtiyorlar, bu tür oyunlara gelmeyeceklerini belirtiyorlar. Ülkenin bölünmesine asla izin vermeyeceklerini ve alet edilemeyeceklerini vurguluyor lar. Kendilerine uygulanan kelepçe ve göz altılara isyan ediyorlar. Bugüne kadar hiç bir iktidar dö neminde, kendilerine bu korkunçlukta davranılmadığını da belirtiyorlar.

KÖYLÜ HER ŞEYİN FARKINDA

2B sorunu bu güne kadar iktidarlar tarafından oy uğruna alabildiğine kullanılarak, oy kaynağı yapılmıştır. Halk, zaten atalarından beri kullandığı arazilerine tapu almak için her türlü istismara açık hale getirildiğinin bilincinde olmuştur. Ancak başka seçeneğinin olmaması onu bu konuda çaresiz bırakmış, oy santajlarına boyun eğmiştir. Bu konunun kooperatifler, arazi mafyasına, arazi rantçıları na yaradığını görmemeleri olanaksızdır.

NİHAYET KAYNAK SUYUNU DA SAAT TAKILIYOR!

Kocaeli’nin Sultaniye, Serinlik ve Pazarcık köylüleri Büyük Şehir Yasası’yla mahalleye dönüştürülmelerine isyan ederek, sonunda tuzağın açığa çıktığını belirttiler. Kendilerinin bin bir emekle getirdikleri kaynak sularının şimdi su saati takılarak parayla satılacağını öğrenince direnişe geçtiler. Aslında iktidar bu direnişlere aldırmamakta, alışmış durumda. Her eve saat takma işleminin sürdüğünü söyleyen köylüler, “Köylünün suyuna dokunma, Yaşam amacımız akan sularımız” şeklin de pankartlar taşıyarak isyanlarını dile getirdiler. “Bin bir emekle dağdan köye getirdiğimiz doğal kaynak suyumuzu, gasp ederek bizi yoksulluğun pençesinden çıkarmamaya kararlılar” diyerek, direnişlerinin yeni başladığını, bunun bütün ülkenin sorunu olduğunu açıkladılar.

AKP’nin, ülkenin kırsal kesiminden din istismarı dışında sorunları da kullanarak oy devşirdiği, 2B uygulamasında somut olarak açığa çıkmıştır. Köylüyü, üreticiyi, çiftçiyi aptal yerine koyarak on yıldır kandırdıkları kanıtlanmış oldu. Halk artık bunları sırtında taşıma yacağını her fırsatta haykırıyor. Bu isyan, tam bir yol ayrımının başladığının belirtisidir. Hiç bir şey AKP için eskisi gibi olmayacaktır. Başaşağı kaymaya başlamıştır. Ülke Cumhuriyetçilerinin, Atatürkçülerinin köylünün devrimci köklerine güvenerek bu mücadeleyi sürdürmeleri devam edecektir.

 

Orhan ÖZKAYA

Tapu ve Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı

USİAD Bildiren Dergisi 61. Sayında yayınlanan makale

Derginin 61. Sayısını okumak için tıklayınız

www.usiad.net

 

USİAD Bildiren Dergisi

Reklam

Raporlar

Reklam

Kitaplar

Reklam