Anasayfa Basında USİAD Bizden Haberler Seyfullah KOÇYİĞİT: “Madensuyu Kaynaklarımızın Yüzde 98’i Boşa Akıyor”
Seyfullah KOÇYİĞİT: “Madensuyu Kaynaklarımızın Yüzde 98’i Boşa Akıyor”
Çarşamba, 15 Ağustos 2012 08:40

Madensuyu Üreticileri Derneği  (MASUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Seyfullah Koçyiğit, Ülkemizde tespit edilmiş yaklaşık 225 madensuyu kaynağının ancak yüzde 2’sini değerlendirebildiğimizi ve mevcut tesislerin yanı sıra sektörde son yıllarda firma sayısı olarak bir artış olmadığını belitti. Dergimizin bu sayısında Başkan Koçyiğit ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sizlere sunuyoruz.

Ülkemizde tespit edilmiş 225 maden suyu kaynağı mevcut. Tüm kaynakları etkin kullanabiliyor muyuz?

 

Ülkemizde tespit edilmiş yaklaşık 225 madensuyu kaynağı ve/veya kaynak grubu vardır. Ancak bunların tümünün işletmeye elverişli olup olmadığı yapılacak analizler sonucu ortaya çıkarılabilir.

Tespit edilmiş madensuyu kaynaklarından günlük boşalım (debi) ise 63 milyon lt/gün olarak tahmin edilmektedir. Ancak bu potansiyelin % 2’si değerlendirilebilmekte geriye kalan % 98 oranındaki potansiyel boşa akmaktadır. Mevcut tesislerin yanı sıra sektörde son yıllarda firma sayısı olarak bir artış bulunmamaktadır.

Bunun en büyük nedeni yatırım maliyetlerinin çok yüksek oluşudur. Bilindiği üzere madensuyu kaynakları meskûn olmayan bölgelerde bulunmaktadır. Bu nedenle alt yapı hizmetlerinin olmayışı nedeni ile yüksek maliyet içermektedir. Bu maliyetler içerisinde çoğu zaman yol, elektrik ve diğer hizmetlerde yatırımcı tarafından karşılanmaktadır.

 

Maden suyu sektöründe faaliyet gösteren kaç firma var? Bu firmaların Türkiye ekonomisine katkısı nedir?

Sektörde 32 üretici firma bulunmakta, bunların arasında 13 firma ulusal boyutta faal olarak üretim yapmaktadır. 2010 Yılında yaklaşık 475 milyon üretim yapmış olan firmaların 2011 yılı üretim miktarı ise 515 milyon litredir. Yine 2011 Yılı madensuyu satışları 745.000.000 TL’lik bir ciroya ulaşmıştır.

 

Sektörlerin devletten talepleri var mı? Başlıca sorunları nelerdir? Var olan sorunlara nasıl çözüm yolları bulunabilir?

Sektörün yaşadığı en önemli sorunlar yürürlükteki, kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğ gibi mevzuat konularında olmaktadır. Bu tür mevzuatların hazırlanış aşamasında sektör temsilcilerinin hazır bulunuşu gerçekleştirildiğinde sorunlar baştan büyük miktarda çözülmektedir. Şayet hazırlanış aşamasında sektörden temsilci yok ise mevzuattaki hükümlerle uygulama aşamasında önemli sorunlar doğmakta ve bunların düzeltilmesine kadar geçen süreçteki önemli ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Madensuyu sektörü yasalara, yönetmenliklere ve AB standartlarına uyum sağlayan ve insan sağlığını ön planda tutan misyona sahiptir. Ayrıca bulunduğu yöreye sosyal ve kültürel yönden büyük katkılar sağlamaktadır. Yöreye işçi çalıştırması nedeni ile göçü önlemekte aksine göç almaktadır. Kayıtlı çalışarak vergi ve her türlü yükümlülüklerini yerine getirmektedir. Yörenin tanıtımını sağlamakta ayrıca orada değişik konularda ( nakliye, ticaret, tamir, bakım v.s.) olanaklar oluşturmaktadır. Madensuyu işletmelerinin en önemli sorunu devlet desteğinin olmayışıdır. Son yıllardaki kanun ve yönetmenlikler desteğin ötesinde getirmiş oldukları yükümlülükler ile işletmecileri zora sokmaktadır. Bu bağlamda 5686 sayılı kanunun 10. Maddesinin e fıkrasındaki idare payı ile ilgili olarak gayri safi hâsılanın %1’i oranının idare payı olarak verilmesi sektörü çalışamaz hale getirmiştir. Madensuyu üretiminde ambalaj malzemelerinin payının % 80 olduğu göz önüne alındığında bu açıkça görülmektedir.

Ayrıca yine sağlık bakanlığı tarafından yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmenlikle “Doğal Mineralli Su” tanımlaması yapılırken mineral yapısında 1000 mg/lt ölçüsünün esas alınmasını, ancak 1000 mg/lt den fazla mineral içeren suların doğal mineralli su kapsamına alınmasını bu baremin altında kalan suların doğal kaynak suyu sayılarak Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmenlik hükümleri dışında bırakılmasını talep etmekteyiz.

Diğer bir sorunumuz ise Avrupa Gümrük Birliği Anlaşmasında olduğu gibi diğer üçüncü ülkelerle yapılacak ticari ikili anlaşmalarla ihraç edilecek madensuları ve aromalı madensularına % 100 vergi muafiyeti uygulanması ve nakliyat navlun iadesidir. Sektörde herhangi bir teşvik alınmamasına rağmen son yıllarda yapılan yatırımlarla üretim ve şişeleme standartlarının yükseltilmesi ve en son teknolojilerin uygulanması ile birlikte Avrupa’daki emsalleriyle rekabet edebilecek konuma gelinmiş olup kalite yönüyle de en iyi madensuları kapsamında bulunmamız ihracatın gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır.

Sektörün devletten talebi mevzuat hazırlık çalışmalarında sektörün sorunları ve uygulamadaki deneyimlerinin yansıtılacağı ortamın hazırlanmasıdır.

Ülkemizde maden suyu tüketimi ne oranda? Siz bu rakamları nasıl değerlendiriyorsunuz?

2002 Yılında 180 milyon litre olan tüketim 2011 Yılında yaklaşık kişi başı olarak 7 litre toplamda da 515 litre civarına ulaşmıştır. Görüldüğü üzere kaynak olarak zengin olmamıza rağmen ne yazık ki tüketimimiz aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere gelişmiş ülkelere kıyasla çok düşüktür.

Madensuyu tüketimi bir ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılıdır. Avrupa’daki madensuyu tüketiminin yüksek oluşu oradaki tüketicinin sağlıklı ürün kullanımındaki bilincini gösterir. Ülkemizdeki düşük tüketim, tüketiciye madensuyunun iyi tanıtılmamasından kaynaklanmaktadır. Türk insanı madensuyunu sadece yemeklerden sonra hazmı kolaylaştırıcı bir ürün olarak görmektedir. Derneğimizin kurulması ile beraber yapılan tüketiciyi bilinçlendirme, sektörü gelişen teknolojik yeniliklerden haberdar edebilmek amacıyla yapılan bilimsel ve teknik faaliyetler ile tanıtım çalışmaları bu yanlış alışkanlığı değiştirmeye başlamış ve tüketiciler madensuyu içme alışkanlığı edinmeye başlamışlardır. Ayrıca 2004 Yılından itibaren üretimine başlanılan meyve aromalı madensuları ile sektörde ürün çeşitliliği sağlanırken, değişik yaş guruplarının da aktif madensuyu tüketicisi haline gelmesi olanağı ortaya çıkmıştır.

Yapılan araştırmalar sonucunda madensuyu pazarında %23 lük bir paya ulaşan meyve aromalı madensuyu tüketiminde gençlerin önemli bir potansiyel oluşturduğu görülmektedir. Daha çok erkeklerin tercih ettiği madensuyunun son yıllarda kadın tüketicilerde de yaygınlaşmasında meyve aromalı madensularının etkisi bulunmaktadır.

 

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Son olarak madensuyu ile sodanın farkına değinmek istiyorum Madensuyu ile soda tüketicilerin yanlış bilgilendirilmesi sonucu karıştırılmaktadır.

Madensuyu; yerin derinliklerinden bünyesine kayaçlardaki farklı mineralleri alarak yeryüzüne çıkan zengin mineralli sulardır. Soda ise; bildiğimiz içme suyuna gaz basılarak piyasaya sürülen üründür. Ayrıca maden sularının vucudumuza sayısız faydaları vardır. Büyüme çağındaki çocuklar kalsiyum, demir, çinko, flüorür gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar. Diğer taraftan kadınlarında kemik erimesine karşı en büyük destekçisi madensularıdır. Diğer taraftan enfarktüs geçiren insanlarda magnezyum düşüklüğü tespit edilmiştir. Damar sertliğine yol açan damarlardaki yağ ve kalsiyum birikmesi de magnezyum eksikliğinden oluşur. Yine madensuyu içerdiği minerallerle vücudumuzun birçok bölgesine olduğu gibi cilt içinde yararlıdır. Madensuyu ile yapılacak cilt temizliği pürüzsüz ve genç bir cilt oluşturur.

 

Söyleşi: Deniz Toprak

USİAD Bİldiren Dergisi 53. sayı

Dergiyi okumak için tıklayınız.

 

Usiad.net

 

USİAD Bildiren Dergisi

Reklam

Raporlar

Reklam

Kitaplar

Reklam